11 Kasım 2010 Perşembe

İZCİLİK VE TOPLUM

İZCİLİK VE TOPLUM
    Toplum hizmeti, izcilik programını önemli bir parçasıdır. Biz bir toplum içinde yaşıyoruz, yaşamak durumundayız. Toplumla barışık olmamız yaşamın mutlu olması bakımından oldukça önem taşır. İzcilik hareketi kişiyi bölgesinin, ulusunun ve uluslararası toplumun yararlı bir üyesi konumuna yükselterek bu amaçla da onu fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal yönlerden topyekun geliştirmeye katkı sağlamak amacındadır. İzciliğin de katkısı ile yetişen genç, çalışmasının bir parçası olarak topluluğun kalkınmasına ve gelişmesin katkı ağlar. Bu katkıyı sağlamak için önce kendisinin ve toplun ne olduğunun farkına varır. Bu hizmet için ne tür sorumluluklar yükleneceğini belirler ve uygun etkinlikleri gerçekleştiriri. Bu hizmeti yaparken; geçici çözümler yerine kalıcı hizmetlere öncelik verir. Kısaca, balık yemeyi ya da vermeyi değil balık tutmayı öğretmeyi tercih eder.
İyi hizmet götürmek için toplumla barışık olmanın önemini vurgulamıştık. Bu bağlamda; çeşitli izcilik etkinliklerinde toplumun katkısının, desteğinin alınmasının, hizmeti nitelik ve nicelik bakımından olumlu etkileyeceğini söylemek yararlı olacaktır.
Toplum hizmeti konusunda izcilik hareketi ulusal ve uluslararası düzeyde önemli çalışmalar yapılmıştır. Gelişmiş ülkelerin geri kalmış izcilik teşkilatlarına yardım, jamborelere maddi imkânsızlık yüzünden katılamayan teşkilatlara diğer bazı teşkilatlar yardımcı olmuştur.
Sakarya izcileri tsunami felaketinde mağdur olanların yardımına koşmak amacıyla  “Bir ekmek de benden” adlı kampanya sonuçlanmak üzeredir. İzcilerimiz kendi ünitelerinin çevrelerinde kapı kapı dolaşarak büyük destek görmektedir. Bu ilgiden dolayı Sakarya halkına müteşekkiriz. Deprem acısını en iyi biz anlarız felsefesiyle hareket etmekteyiz.
Ocak başılar unutmayın! Topluluk hizmeti, programımızın önemli bir parçasıdır. Bunu görmezlikten gelemezsiniz. Sizin toplum, toplumunda size ihtiyacı vardır. Toplumumuzun öncüleri olmaya talip olunuz. Sorumluluk almaktan kaçınmayınız.
 DİN VE AHLAK
İzciliğin amaçlarından biri gençleri topluma hayırlı ve faydalı birer fert olarak yetiştirmektir. Bu amaç doğrultusunda gençlerin manevi ve ahlaki gelişimleri büyük önem arz etmektedir. Manevi ve ahlaki değerlerden yoksun bir toplumun çağdaşlaşabilmesi mümkün değildir.
Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'e göre de bir milletin hayatında din, dil, sanat, ahlak, hukuk, iktisat ve ilmin çok önemi vardır. Bunlara önem vermeyen ülkenin yükselmesi düşünülemez. 
Atatürk " Hiç bir millet yoktur ki ahlak esaslarına dayanmadan yükselsin." ve "Camilerin kutsal minberleri, halkın ruhi, ahlaki gıdalarına en yüksek, en verimli kaynaklarıdır." demiştir. Bir inanca aşırı bağlanmak, diğer inanç ve ahlak değerlerine karşı çıkarak kin beslemek taassupluk yani bağnazlıktır ve izcilik felsefesiyle bağdaşmaz.
 DİN
             İzcilik andının ilk kelimesi bildiğimiz gibi "Tanrıya" diye başlamakta ve "Tanrıya, vatanıma karşı vazifelerimi yerine getireceğime… And içerim" diye tamamlanmaktadır. Bu giriş uluslararası bütün izci antlarında mevcuttur. İzciler bu nedenle mensup olduğu dinin gereklerini izcilik yaşamları boyunca yerine getirirler.
 And ve türenin açıklamaları sırasında da gördüğümüz gibi izcilik uluslararası bir hareket olan izcilik din ve ırk ayrımı gözetmez. Her izci bir dinin mensubudur. Her ırk ve dinden izciler bu hareketin birer üyesidir. Hiç bir izci dini görüş ve ibadetinden dolayı kınanamaz ve hiç bir izci din konularında zorlanamaz.
            
İzciler yemek öncesinde dua ederler ve buldukları yiyecekler için şükrederler. Toplantı sonunda liderler izcileri kısa bir süre iyi dilek duygularıyla baş başa kaldıklarında kendi içlerinden dualarını okurlar ve kendisi, ailesi, vatanı ve insanlık adına tanrıdan iyi dilekte bulunurlar.
Din kuralları yaratıcı olan Tanrı tarafından konulan, peygamberler aracılığıyla insanlara bildirilen, akıl sahiplerini kendi istekleriyle iyiliklere yönlendirerek dünyada ve ahirette mutluluğa ulaştırmayı amaçlayan ilahi kurallar bütünüdür.
Yüce bir kudrete inanma ve ibadet etme eğilimi insanın yaradılışından kaynaklanmaktadır.
İnsanlık tarihi incelendiğinde , yeryüzünde geçmişte yaşanmış ve halen yaşanmakta olan pek çok din olduğu anlaşılır. Dinler genellikle kurucuları mensupları, nitelik ve içeriklerini yansıtan isimlerle anılırlar. Halen yeryüzünde mensubu bulunan belli başlı dinler şunlardır. İslamiyet, Hıristiyanlık, Yahudilik, Budizm, Hinduizm, Sihizm,Taoizm, Konfüçyüsçülük.
Yaşayan ilahi dinlerin ilki olan Yahudilik; Hz. Musa tarafından bildirildiğinden Musevilik de denilmektedir. Yahudi kelimesi Hz. Yakub'un oğullarından Yahuda'nın soyundan gelenlere verilen addır. Yahudilere ayrıca Hz.Yakub'un lakabı olan "İsrail" den dolayı İsrailoğulları da denilir. Bugün yeryüzünde 20 milyona yakın Yahudi vardır. Yahudiliğin kutsal kitabı Tevrat’tır. Musevilikte ibadet evlerde de yapılmakla birlikte "Havra" da denilen "sinagog"larda yapılır. Günlük ibadetleri üç kez yapılan duadan ibarettir. Haftalık ibadetleri Cumartesi günleri sinagogda topluca yapılır. Cumartesi günleri ateş yakmak, çalışmak, taşıt kullanmak gibi işler yasak olup ibadet ve dinlenmeye ayrılmıştır. Ay takvimine göre kutlanan sekiz dini bayramları vardır. Sinagog da resim ve heykel bulundurmazlar. Sinagog'a kadınlar başını örterek, erkeklerde "kipa" denilen takkeye benzer bir başlık takarak girerler. Yahudiler domuz eti yemezler.
Yaşayan ilahi dinlerin ikincisi Hıristiyanlıktır. Hıristiyanlık Hz. İsa tarafından bildirilmiş ve kutsal kitabı "İncil"dir. Hıristiyan kelimesi Hz.İsa mesihe bağlı demektir. Hz. İsa Filistin'deki Nasıra kasabasında Hz.Meryem tarafından bir mucize olarak babasız dünyaya getirildi. Kavmi önce bu durumu kınadı , ancak bebek Hz.İsa kendisinin Tanrının kulu ve elçisi olduğunu, Allah'ın kendisine kitap vereceğini söyledi. Hz.İsa ya Tanrı tarafından " İncil" verildi. Yahudiler birçok mucize yaratmasına rağmen Hz.İsa'ya inanmadılar. Hz.İsa'ya yalnızca havariler denen on kişi inandı. Hz.İsa çarmıha gerildi. Hıristiyanlığı havariler yaydılar. Bu ayrılma sırasında farklı görüşte kiliseler oluştu ve başta Katolik, Ortodoks, Protestan olmak üzere birçok mezhepler oluştu. Dünya nüfusunun beşte biri Hıristiyan'dır. İbadetlerini "papaz" ya da "rahip" denen din görevlileri başkanlığında "kilise" de yaparlar. Kutsal sembolleri "haç"tır ve ibadetlere çağrı "çan"la yapılır. Günlük ibadetler sabah ve akşam iki kez İncil'den bölümler okunarak yapılır. Haftalık ibadetleri Hz. İsa'nın diriliş günü olduğuna inanılan Pazar günleri mutlaka kilisede yapılır. Yıllık ibadetler güneş yılı takvimine göre yapılan; Noel (24/25 Aralık), Paskalya, Haç Yortusu, Meryem Ana Günü ibadetleridir.
Yaşayan ilahi dinlerin üçüncüsü ve sonuncusu olan İslamiyet; Allah tarafından Hz. Muhammed (S.A.V.) tarafından kırk yaşındayken bildirilmiştir. İslamiyet’in peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.) ve kutsal kitabı Kuran'dır. Hz. Muhammed son peygamberdir. Kuranı Kerim önceki kutsal kitapları doğruladığı gibi onların hükümlerini geliştirerek tamamlamıştır. İslam inancına göre ; Allah'tan başka tanrı yoktur, hiç bir şey ona ortak koşulamaz ve ondan başkasına ibadet edilemez. İslam dinine göre ergenlik çağına gelmiş insan yaptıklarından sorumludur. Müslümanlığı ilk olarak Hz. Muhammed’in eşi Hz. Hatice kabul etmiştir. Hz. Muhammed'in amcasının oğlu Hz. Ali'de Müslümanlığı ilk kabul edenlerdendir. Hz. Muhammed kızı Fatma'yı Hz. Ali ile evlendirdi. Diğer çocukları Hz. Muhammed ölmeden öldüler. İslamiyet yedinci yüzyıldan itibaren büyük bir hızla yayıldı ve Türklerde Müslümanlığı kabul ettiler. Halen başta Ortadoğu olmak üzere Asya, Afrika ve Avrupa da 1,5 milyar Müslüman yaşamaktadır. Müslümanlar ibadetlerini evlerde veya camilerde yaparlar. Günde beş vakit namaz kılınır. Cuma günü kutsal olup topluca camilerde ibadet edilir. Camilerde ibadetleri imamlar yönlendirir. Varlıklı Müslümanlar her yıl malının kırkta birini zekat olarak fakirlere dağıtarak toplumun sosyal ihtiyaçlarına katlıda bulunurlar. Ayrıca gücü yetenler ömürlerinde bir kez kutsal toprakları ziyaret ederek hac yaparlar. Milyonlarca insan Kabe’de (Allah’ın evinde) buluşur, tavaf ibadeti yaparlar. Yıllık ibadet olarak Ramazan ayında 30 gün oruç tutarak ve Kurban bayramlarında fakirlere kestikleri kurbanların üçte birini dağıtarak da ibadet ederler.
 İlahi dinlerin ortak yanı hepsinin Tanrı tarafından peygamberler aracılığıyla gönderilmesidir. Bu dinlerde ibadet ve ahlak açısından birçok ortak yön vardır. Örneğin hepsinde, Tanrı, melek, kutsal kitap, peygamber, ahiret ve kader inancı gibi ortak inançlar bulunur. İbadet, Nikâh, Tövbe, İbadete çağrı gibi şekilsel ortaklıklar vardır. Bütün ilahi dinlere göre il insan Hz. Âdem’dir. İlahi dinlerde bazı davranışlara verilen ahlaki değerler çoğunlukla aynıdır. Örneğin doğruluk, hoşgörülü olmak, alçak gönüllülük, şefkatli ve merhametli olmak , büyükleri saymak, küçükleri korumak bütün ilahi dinlerde bir erdem olarak görünür. Bu dinlere göre insan, Tanrı'nın yaratığı en üstün varlıktır. İnsan akıl ve iradesiyle diğer varlıklardan üstün kılınmıştır.
 AHLAK
             İzci olurken "kendimi ……ahlakça dürüst tutmak için elimden geleni yapacağıma şerefim üzerine and içerim" diye söz veriyoruz. Nedir bu ahlak? Bu kadar önemli mi?
 Ahlak kelime olarak; güzel huylar, iyi nitelikler ve iyi davranışlar olarak tanımlanır. Tanım olarak ise; Ahlak , insanın iyi veya kötü olarak nitelendirilmesine yol açan manevi özellikleri, huyları ve bunların etkisiyle ortaya koyduğu iradeli davranışların bütünüdür. Ahlak insanın iyi ve kötü huyları sebebiyle kendi isteği ve iradesiyle gerçekleştirdiği davranışlar bütünüdür.
İnsan yaradılışı gereği bir toplum içinde yaşamak ve işbirliği yapmak zorundadır. Bu nedende toplumda güzel davranışlara yönlendirebilecek kuralların olması gereklidir. Ahlak kuralları insanlara iyilik yapmayı ve kötülüklerden kaçınmayı öğütleyen kurallardır. Toplumun koyduğu kurallara uyan ve toplumu mutlu edecek davranışları sergileyen insanlar toplumda sevilir, sayılır, lider olarak görülür ve onure edilir.
Din ve ahlak, toplu yaşayışın zorunlu kıldığı görev ve sorumlulukları belirleyen, insanların birbirlerine karşı davranış biçimlerini belirleyen kurallar koyarlar. Din ve ahlak kuralları arasında büyük bir benzerlik vardır. Her ikisi de doğru ile yanlışın, iyi ve kötünün, adaletin, bencilliğin tanımlarını çok benzer olarak yaparlar. Kurallar arasında benzerlik olmakla birlikte yerine getirmeme konusunda yaptırımları farklıdır. Ahlak kuralların uygulanmasını kişinin vicdanına bırakır.
Hem ülkemizdeki uluslararası kamplarda, hem de yurtdışına gittiğinizde yabancı kamplarda farklı dinlerden izcilerle beraber olacaksınız. İzciler bu tür kamplarda; bu dini ve manevi bilgiler ışığında hem kendi inançlarının gereklerini yerine getirecek, hem de başkalarını dini nedenlerle kınamayacak, ibadet şekillerine ve farklı dini adetlerine saygı gösterecektir.

TEKMİL, TEFTİŞ VE BAYRAK TÖRENİ

TEKMİL, TEFTİŞ, BAYRAK TÖRENİ

VE DEVİR TESLİM İŞLEMİ

         
           TEKMİL:
          İzciler “U” düzeninde dizilirler. Lider öbek başları tekmil getirirler. Öbek başı olan izci bir adım öne çıkarak öbeğine “Hazır Ol” komutu verir ve hemen liderin karşısına geçerek selam verir ve elini indirir. Bütün öbekler tamamlandıktan sonra nöbetçi öbek başı dikkat komutu ile o günkü nöbetçi yöneticiyi öbeklerinde kaç kişi varsa ve hangi amaçla toplanmışlarsa o çalışma için tekmil verir. Örneğin: Ak öbek on kişi ile bayrak törenine hazırdır liderim gibi. Daha sonra nöbetçi öbek başı diğer öbek başlarına yerlerinize marş marş komutuyla öbeklerinin başına dönerler. Öbeğin başına giden öbek başı “Rahat” komutu ile öbeklerine seslenir.
         Nöbetçi olan yönetici kursun veya kampın tümüne seslenerek kurs müdürüne veya kamp müdürüne tekmil verir. Amaç kursta veya kampta o anki çalışmada kaç kişinin bulunduğunu belirlemektir. Hasta varsa veya o çalışmada olmayan varsa belirlenmiş olur.
        
        TEFTİŞ:
        Daha çok kıyafet, oda, çalışma düzeni öbek veya oba ruhu bakımından değerlendirilir. Kamplarda Oba içindeki oba ruhunu canlı tutmak, birlik beraberliği, çadır içine, çevresine ve kişisel temizliğe dikkat edilmesini sağlamak amacıyla Ünite Lideri tarafından genelde sabahları yapılan haberli habersiz kontrollerdir. Teftişlerde oba ruhu, temizlik, çadır içinin-çevresinin düzeni gibi kriterlere göre puanlama yapılır. Puanlamadaki esas amaç obalar arası rekabeti ve oba içi dayanışmayı sağlamaktır.

        BAYRAK TÖRENİ VE DEVİR TESLİM İŞLEMİ:
Bayrak Töreni: Bu tören, izci ve liderlerin bayrağa ve vatana karşı saygı ve bağlılıklarını, üniformalı, özenli ve disiplinli olarak gösterdikleri bir törendir. İzcilik faaliyetlerinin hepsinde mutlaka bayrak töreni yapılır.
             Bu törenin işleyiş sırası;
1 - Toplanma (U düzeninde)
2 - Tekmil
3 - Bayrak devir teslimi
4 - Bayrak çekilmesi
5 - Teftiş sonuçları ve duyurular
6 - İyi dilekler
7 - Dağılma, şeklindedir
       Törende izciler veya kursiyerler “U” düzenindedirler. “U”nun iki yanında yer alanların yüzleri iç kısma tabanı oluşturan grupların ise yüzleri bayrak direğine bakar. Buradaki amaç herkesin bayrağı rahat bir şekilde görebilmesidir.
        Bayrak töreninde nöbetçi öbek ile devralacak öbek arasında üç kişilik bayrak ekibi oluşturulur. Bayrağı teslim eden ile bayrağı teslim alacak kişi ortada diğer iki kişi yanlarda durur. Dikkat komutu ile bayrağı teslim eden kişi ve bayrağı teslim alacak kişi bir adım öne çıkar herkes hazır ol vaziyetindedir. Bayrağın yanındaki muhafızlar ile yöneticiler selam verirler.

         DEVİR TESLİM İŞLEMİ:
         Bayrağı teslim eden izci :
        (ŞEREFİ İLE KORUDUĞUM BAYRAĞIMI TESLİM EDİYORUM) der ve bayrağı bir kez öperek bayrağı arkadaşına verir.
         Bayrağı teslim alan kişi:
        (ŞEREFİ İLE KORUDUĞUNUZ BAYRAĞIMI TESLİM ALIYORUM) der ve bir kez oda öper.
        Bayrağı teslim eden grup yerine gider bayrağı teslim alan grup ise bayrağı göndere çekmek için bayrak direğine doğru gider.
        Sıra bayrağın çekilmesindedir. İstiklal Marşı yönetecek kişi , bayrağın hazır olduğunu görünce "Hazır Ol" komutun verir. Ses verdikten sonra marşı söyletmeye başlar. Bu arada bayrak ekibindekiler ve Kurs ve Kamp Müdürü de selam verir. Bayrağı çeken, bayrağı düşmemesi için ipin ucu tutulur ve bu sırada bayrağı çekende selam durumuna geçer. Marşı yöneten kişi marşın bitiminde dönüp bayrağı selamlar ve "Rahat" komutu verir. Ancak bundan sonra bayrak ipi yerine bağlanır. Duyurular, iyi dileklerden sonra nöbetçi liderin komutayla dağılınır.
        Bayrak toplu halde İstiklal Marşı söylenilerek indirilebileceği gibi, nöbetçi lider nezaretinde düdük (dikkat) komutuyla da indirilebilir.
        Bayrak çekilirken mümkün olduğu kadar hızlı çekilir. İndirilirken ise İstiklal Marşının söyleniş süresi kadar zamanda indirilir. (Unutmayalım ki gönder attık bayraksız bırakılamaz. Bayrak değiştirmek amacıyla indirilebilir.) Daha sonra üçgen şeklinde katlanarak saklanır. 
        Bayrak beyazı görünmeyecek şekilde önce uzunluğuna katlanır. Daha sonra muska şeklinde katlanarak muhafaza edilir.

        NOT: Nöbetçi öbekler tekmilde daima sağ başta dururlar. Diğerleri sıra ile nöbetçi öbek başının yanına dizilirler o günkü çalışmalarından nöbetçi öbek sorumludur. Bayrak gönderdeki ipe sancak düğümü ile bağlanır. Bu düğüm kolay bağlanıp kolay çözülür İstiklal Marşı söylenirken yöneticiler ile bayrağın yanında bulunan muhafızlar bayrağa dönerek selam verirler. Bayrağı göndere çeken izci bayrağı çektikten sonra oda bayrağı selamlar. İstiklâl Marşını yöneten kişi İstiklâl Marşı bittikten sonra o da bayrağı selamlar ve yerine geçer.

İZCİ SELAMI

İZCİ SELÂMI 
Dünyanın birçok resmi kuruluşu ve askeri personeli birbirlerini farklı şekillerde selamlarlar. Tüm dünya izcileri ise tek bir selam şekli kullanırlar. Bu izciliğin uluslararası boyutunun güzel bir göstergesidir. Selam verirken dik durulur ve sol el yana düzgünce sarkıtılarak etek veya pantolon yan dikişine değdirilir. İzciler liderlerinin yanına geldiklerinde selam verirler, isimlerini ve ünitelerini söylerler , ondan sonra gelme nedenlerini liderlerine aktarırlar.
İzciler başta Cumhurbaşkanı olmak üzere tüm devlet görevlisi büyüklerine, Yabancı ülke Devlet Başkanlarına, Bayrak ve Sancağa, Cenazeye, Üniformalı izci liderlerine ve kendisinden yaşça ve kıdemce büyük izcilere öncelikle selam vererek saygılarını gösterirler. İzci liderleri ve büyük izciler de verilen selama karşılık olarak selam vererek izcilerine sevgilerini gösterirler.
Ulusal Marşlar dinlenirken, ünitece bir arada iken sadece obabaşı, oymakbaşı gibi ünitenin başında bulunan lider selam verir, diğer izciler esas duruşta beklerler.
İzci selamı iki şekilde verilir. Baş açıkken veya başta kep/bere varken selamlama.
Baş Açıkken Selamlama: İzci selamını vermek için işaret parmağını, orta parmağını ve yüzük parmağını birleştir, baş parmağını kıvırdığın küçük parmağının üzerine koy.
Şapka/Kep/Bereyle Selamlama: Başında şapka, bere veya kep varken selam veriyorsan, elinin parmakları aynı şekilde birleştir. Sonra işaret parmağını alnın sağ üst hizasında, kepin kenarına değdirerek selam ver.
İzci Selamının Anlamı: İşaret parmağı; Tanrıya, vatanıma karşı görevlerimi yerine getireceğim, yüzük parmağı; İzcilik türesine uyacağım, orta parmak; başkalarına her zaman yardımda bulunacağım sözlerini temsil eder. Küçük parmağın altında olması küçüklerin büyüklerini saydığını, büyük parmağın küçük parmağın üstünde olması ise büyüklerin küçükleri koruduğunu anlatır. Büyük parmakla küçük parmağın birleşmesi ile oluşan halka dünya izcilerinin kardeşliğini simgeler.
İzci selamında birbirine bitiştirilen üç parmak aynı İzci Selamı zamanda İzcilik Hareketinin Temel Prensipleri olan Tanrıya Karşı Görev, Başkalarına Karşı Görev ve Kendine Karşı Görev'in simgesidir.
İzci Selâmı
      İzci selamı izci andının tekrarıdır ve sağ elle verilir. Her bir parmak andın ve türenin maddelerine işaret eder.
      Parmakların anlamları:
      1. Tanrıya ve vatana karşı görevleri yerine getirmek.
      2. İzcilik türesine uymak.
      3. Başkalarına her zaman yardımda bulunmak.
      4. Küçüklerin büyüklere olan saygı ve bağlılığı.
      5. Büyüklerin küçükleri sevmesi ve koruması.
      6. Tüm dünya izcilerinin kardeş olduğu ve kopmaz bir bağ ile birbirlerine kenetlenmesi
      Büyük izci selamında kol, gövde ve dirsek 90 derecelik açılar oluştururlar. Küçük izci selamında üst kol gövdeye bitişik, alt kol ise gövdeye paraleldir.
İZCİ TOKASI
Tokalaşma iki kişinin birbirleriyle tanışmaktan duydukları mutluluğu gösterir. Bütün dünyada tokalaşma sağ elle yapılır. Ancak izciler diğer izci kardeşleriyle tokalaştığında sol eliyle tokalaşır.
Dünyadaki tüm izciler sol elleri ile tokalaşırlar. Bunun nedenleri vardır. İzciler tokalaşırken selam verme zorundadır. Bu nedenle sağ elleriyle selam verirken sol elleriyle tokalaşabilirler. Ayrıca sol el kalbe daha yakın olduğundan bir içtenlik ve dostluk göstergesidir.

İZCİ ANDI

İZCİLİK RUHU


İzci Andında senden bir izci olarak beklenenlerin net bir açıklamasını bulacaksın. And içtiğin zaman,  Tanrıya, vatanına, başkalarına ve kendine karşı, görevlerini yerine getirmek için söz vermiş olursun.
           
İzciliğe başlamak kolay ama gerçek bir izci olmak zordur. İyi bir izci olmak için kararlılık gerekir. İzcilik bir oyundur ve bütün oyunlarda olduğu gibi izcilikte de takım dışı kalmak istemiyorsan uyman gereken kurallar vardır. Bu kuralları İzci Andında, İzci Türesinde, İzci Parolasında ve sloganında bulabilir ve ancak bu kurallara uyarak gerçek bir izci olabilirsin.
 
İZCİ ANDI

       İzci Antları 1914’te kabul edilen İzci Ocağı İç Nizamnamesi’nde İzci Andı aşağıdaki şekilde yazılmıştır:

“Tanrıya ibadet ve Hakana itaat edeceğime,  Daima vicdanlı, vazifesini tanır, kanuna hürmet eder,  yiğit bir adam olarak hareket eyleyeceğime vatanımı sevip sulh ve harp zamanında fedakârlıkla hizmet yapacağıma, izcinin türesine baş eğeceğime namusum ve şerefim üzerine söz veririm”

*       1930 Yılında İzci Ahmet’in Kitabından; 
“Tanrıya ibadet ve büyüklerime itaat edeceğime, daima vicdanlı, vazifesini tanır, kanuna hürmet eder, yiğit bir adam olarak hareket eyleyeceğime vatanımı sevip sulh ve harp zamanlarında fedakârlıkla hizmet
Yapacağıma ve izci türesine baş eğeceğime namusum ve şerefim üzerine söz veririm”          

 

       1943’de “XX. Cumhuriyet Yıllığında Yayınlanan Beden Terbiyesi ve Spor Adlı Dergiden:

 “Türk vatan ve istiklalini, Türkiye Cumhuriyetini koruyacağıma, ödevimi her şeyden üstün tutacağıma, disiplinli, saygılı ve şefkatli olacağıma namusum ve şerefim üzerine and içerim”

 

*       1949’da Basılan Erkek İzciler Yönetmeliğinden:

“Vatanıma karşı vazifelerimi yerine getirmek, başkalarına her zaman yardımda bulunmak, izcilik türesine uymak, kendimi bedence sağlam,  fikirce uyanık ve ahlakça dürüst tutmak için, elimden  geleni  yapacağıma şerefim üzerine and içerim. 1950 yılında Uluslararası İzci Bürosuna (Boy Scouts İnternational Bureau)  almamızı gerektiren ”TANRIYA”  sözcüğü bu andın başına getirilmiştir.              

 

       Günümüzde İzci Andı:

“Tanrıya, Vatanıma karşı görevlerimi yerine getireceğime,  izcilik türesine uyacağıma, başkalarına her zaman yardımda bulunacağıma,  kendimi bedence sağlam, fikirce uyanık ve ahlakça dürüst tutmak için elimden geleni yapacağıma şerefim üzerine and içerim.”
 
İZCİ ANDI
 
Tanrıya, vatanıma karşı görevlerimi yerine getireceğime,
izcilik türesine uyacağıma,
başkalarına her zaman yardımda bulunacağıma,
kendimi bedence sağlam, fikirce uyanık ve ahlakça dürüst tutmak için
elimden geleni yapacağıma
şerefim üzerine and içerim.

            İzci andının her kelimesi özenle seçilerek konulmuştur. Bu kelimelerin anlamı ve sizden bu and doğrultusunda beklenenler aşağıda açıklanmıştır:
           
                 Tanrıya;
            İzcilik hareketinin kapısı hangi dinden, hangi inançtan olursak olalım herkese, her düşünceye ve her dine açıktır. İzciler bir yaratıcıya inanırlar, tanrının verdiği nimetlere şükrederler ve inançları doğrultusunda ibadet ederler. İzciler başta kendi dini olmak üzere tüm dinlere ve ibadet şekillerine saygılıdır. İzciler kendi inançlarına paralel olarak ibadet sıklığını ve şeklini seçmekte özgürdür, bu konuda başkalarını zorlayamaz ve başkalarınca zorlanamaz. Tanrıya karşı ilk görevimiz iyi bir insan olmak, onun yarattığı her canlıya saygı göstermektir. Tanrının yarattığı en akıllı varlıklardan biri olan senin de Tanrıya karşı görevini yerine getireceğinden, iyi, sağlıklı, dürüst ve çevresindeki herkese ve her şeye saygı duyan bir insan olmak için elinden geleni yapacağından hiç kuşku yok.   
                                                                        
                 Vatanıma karşı görevlerimi yerine getireceğime;
Ülkemizin geçmişine bir göz atacak olursan başta büyük önder Atatürk olmak üzere Türkiye'mizin tarihini süsleyen kahramanlar tanırsın. Bunların pek çoğu bu uğurda canlarını feda ettiler. Böylece ülkemiz bugünkü durumuna geldi. Senin görevin onların eserini ileriye taşımaktır. Cumhuriyetimizin kurucusu büyük Atatürk bu ülkeyi ve cumhuriyeti gençlere yani sizlere emanet etti. Bu ülkeyi daha gelişmiş ve daha refah hale getirmek ancak senin bu vatanı sevmenle, onun için daha çok çalışmanla, hem de toplumsal sorunlarının çözümünde görev almanla mümkün olabilir. Bunu türeye uyarak gerçekleştirebilirsin.
 
                 İzci türesine uyacağına;
Türedeki on madde, sadece izcilik oyununda değil, aynı zamanda bütün yaşamında uygulayacağın kurallardır. İzci türesi, hareket tarzını açık bir şekilde belirler. İzci türesine uymakla kendini kibar ve saygın bir yurttaş, bir insan olarak yetiştirebilirsin.
 
                 Başkalarına her zaman yardımda bulunacağına;
Sana ihtiyacı olan pek çok insan var. Genç omuzların bu insanlara yüklerini taşımakta yardımcı olabilir. Bu insanlar için belki de gülümseyen bir yüz,  bir yardım eli gereklidir. Yardımın gerektiğinde yardım etmek ve "her gün bir iyilik  yap"makla kendini bir izci olarak deneyecek,  daha mutlu bir  dünyanın  oluşmasına  katkıda bulunacaksın.  Her yardımın ardından kendini daha mutlu hissedeceksin.  Unutma ki bir gün senin de yardıma ihtiyacın olacak ve etrafından bir el uzatılmasını bekleyeceksin.
 
                  Kendimi bedence sağlam;
Kendi vücuduna bakmak ona dikkat etmek senin,  sana olan borcundur.  Onu koru ve geliştir,  böylece vücudun sana,  yaşamın boyunca iyi hizmet edecektir.  Bu sözlerin anlamı iri kaslara sahip olmak değil,  güç ve dayanıklılık kazanmaktır.  İzcilik sana kuvvetli bir bedene sahip olmak ve onu korumakta yardımcı olacaktır. Uzmanlıklar içinde kendini bedence sağlam tutacak olan konulara öncelik vermen ve bilinçli beslenmek sağlıklı bir hayat sürdürmeni sağlayacaktır.  Sigara, içki gibi kötü alışkanlıklardan uzak durman ve çevrendekileri de vazgeçirmen bir izci olarak senden beklenen davranışlardandır.
 
                 Fikirce uyanık;
Sen kendine aynı zamanda zekânı geliştirmeyi de borçlusun.  Bilgilerini arttırmaya çalış. Meziyetlerini mümkün olduğu kadar çok kullan. Hem gezilerle,  kamplarla hem de ünite toplantılarında birçok yeni şey görecek ve öğreneceksin. Bu öğrendiklerini akıllı yönde kullandığında başkalarından birçok yönde daha uyanık olduğunu göreceksin.

                 Ahlakça dürüst tutmak için;
Kendine sağlam karakterli bir insan olmayı amaç edinmeyi borçlusun.  Başkalarının haklarına saygılı ol. Konuşma ve davranışlarında açık ol. İzcilik yaptığın dönemdeki uygulamaların yaşamın boyunca sana önderlik edecektir.
 
                 Elimden gelenin en iyisini yapacağına;
İzcilik senden kusursuz bir genç olmanı beklemez.  İzcilik senden erişebileceğin en yüksek hedefler doğrultusunda çabalamanı ister. Her çocuk, her genç okulda en yüksek notları almak ve yıldız bir atlet olmak gibi meziyetlere sahip değildir. Fakat her çocuk,  her genç içinde kendi en iyisini yapma gücüne sahiptir. İşte izcilik senden bunu bekler.
 
                 Şerefim üstüne söz veririm;
Cumhuriyetimizi kuranlar şereflerini kaybetmemek için önce söz verdiler ardından büyük mücadeleler verdiler. Onlar, onurları için hepimiz adına şerefimizi kaybetmeme uğruna hayatlarını kaybettiler. Onlar, bizlere yaşama şansı ve onur vaat ettiler.  Sende bir Türk izcisi olarak onurunu her şeyin üstünde tutmalısın. Bir şeyi yapmak üzere onurun üstüne söz verdiğinde bu söz,  buna erişmek için elinden gelen her şeyi yapacağın anlamını taşır. 

İZCİ TÜRELERİ

İZCİLİK TÜRELERİ


İzci Türesi, İzcilik Hareketinin üzerine kurulduğu temeldir. İzci Türesinde bir izcinin yaşamında uymağa çalışacağı kurallar açıklanır. İzci olduğun zaman İzci Türesi senin davranış biçimin haline gelir. İzci Türesi, izci kuralları diğer kanun ve kurallardan farklıdır. Diğer kanun ve kurallar şunu yap bunu yapma şeklindedir. İzci Türesinde ise bu yoktur. İzci Türesi gerçeklerin, olguların ifadesi, anlatımıdır. Örneğin İzci Türesinde "sözünü tut değil, bunun yerine izci sözünün eridir" denir. İzci Türesine uygun bir biçimde yaşayarak iyi bir izci olursun. Eğer bilinçli olarak izci Türesine uymazsan, izcilikte başarısızlığa uğrarsın, İzci Türesinin idealleri yüksektir ve yüksek olmalıdır. Ancak yüksek ideallere ulaşmak için gayret gösterip, bu ideallere inanarak istediğin gibi bir insan olabilirsin.

       İzci, sözünün eridir. Şeref ve haysiyetini her şeyin üzerinde tutar.
       İzci, yurduna, milletine, ailesine ve izci liderlerine sadıktır.
       İzci, başkalarına her zaman yardımcı ve yararlı olur.
       İzci, herkesin arkadaşı ve izcilerin kardeşidir.
       İzci, herkese karşı naziktir.
       İzci, bitki ve hayvanları sever ve korur.
       İzci, büyüklerini sayar ve sözünü dinler, küçüklerini sever ve korur.
       İzci, cesurdur, neşeli ve güler yüzlüdür.
       İzci, tutumludur.
       İzci, fikir, söz ve hareketlerinde açık ve dürüsttür.

 İZCİ TÜRESİNİN MADDELERİNİN ANLAMLARI
 İzci türesinin her maddesinin anlamı çok derindir. Bu maddeleri çok iyi öğrenmeli ve kendi sözcüklerinle açıklayabilmelisin. Aşağıdaki açıklamalar bu konuda sana yardımcı olacaktır.

 İzci sözünün eridir-Şeref ve haysiyetini her şeyin üstünde tutar;
Ailen,  öğretmenlerin ve arkadaşların senin bir izci olarak her zaman doğruyu söylediğini ve sözünü tutacağını bilirler. Bundan dolayı sana güvenirler. Anne ve baban senden bir iş istediklerinde,  artık o işin mutlaka yapılacağından,  oymakbaşın oymak toplantılarına mutlaka katılacağından emindir.  Arkadaşlarına bir oba gezisi ya da kampa katılacağını söyledi isen,  onlar senin istenen zamanda istenen yerde hazır olacağını bilirler. Bazı eksiklikler zaman zaman seninde başına gelebilir.  Top oynarken cam kırılabilir, dirseğin takıldığında bir vazo yere düşüp parçalanabilir,  dökülen bir şişe mürekkeple evde bir sürü şey berbat olabilir.  Yaptığını hemen itiraf etmekle ve zararı karşılamakla her şey unutulur.
Başkalarının sana güvenmesi çok önemli bir şeydir.  Güvenilir bir insan olarak tanınmak gelecekteki yaşamın için de önemlidir.  Bu durum ilerde iyi bir iş bulmana,  alışverişlerinde kredinin artmasına,  hepsinden önemlisi daima aranan "En iyi arkadaş" olmana yardımcı olur.

İzci yurduna, milletine, ailesine ve izci liderlerine sadıktır;
Sadakat ailende başlar. Sen bunu davranışlarınla gösterir, ancak bu şekilde ailenin senin için yaptıklarına teşekkür edebilirsin. Bir zincir en zayıf halkası kadar sağlamdır.  Bir oba veya oymağın başarısı üyelerinin sadakati üzerine kurulur. Liderlerine bağlı ve ünitendekilerle iyi ilişkiler kur, unutma her zaman bir izci gibi davranmalısın.
Şimdiye kadar yüz binlerce Türk,  vatanımıza sadakatlerini,  onun için gazi ya da şehit olarak ispat etmişlerdir.  Gerekirse biz de vatan için canımızı verebiliriz.  Ancak can vermeden de ne kadar sadık bir vatandaş olduğumuzu ispat etmenin pek çok yolu vardır.  Toplumsal projelere yardım et,  bayrağımıza, devlet düzenimize, kanunlarımıza sahip çık ve saygı göster.

İzci başkalarına yardımcı ve yararlı olur;
Bir izci olarak başkalarını düşünür. İzci Andında "başkalarına her zaman yardımda bulunacağım" sözünü verirsin,  İzci Parolası  "daima hazır"dır.  İzci sloganı  "her gün bir iyilik yap"mayı hatırlatır. Bunların üçü birlikte ele alındığında senin başkalarına yardım için verdiğin sözü oluşturur.  Yardım edebilmek için nasıl yardım edebileceğini bilmen gerekir.  Örneğin,  ancak ilk yardımı bilen biri kazaya uğramış birine yardım edebilir. Bulunduğu yeri iyi tanıyan bir izci bir yabancının yolunu bulmasına yardımcı olabilir. Bir izci olarak kendini yardımcı olmaya hazırlamalı ve yardım etme yolları aramalısın.  İzciler de para için çalışabilirler ama yardımcı olmaktan dolayı asla para kabul etmezler. Bahşiş ümidi ile bir iyilik yaparsan o iyilik olmaz.

İzci herkesin arkadaşı ve bütün izcilerin kardeşidir;
Arkadaşlık bir aynaya benzer. Bir kimseyi gülümseyen bir yüz ile selamlar ve ona yardım elini uzatırsan,   gülümseyen bir cevap ve ihtiyacın olan yardımı alabilirsin.  Bir arkadaş sahibi olmak önce arkadaş olmakla mümkündür.
Bir oba ve oymağa katıldığın anda dünyayı saran bir kardeşlik örgütü içine girersin. Buradaki çocuk ve gençler renkleri, inançları farklıdır.  Ama hepsi izci kardeşlerindir.  Onlar da senin uyduğun söz ve türeye uyarak yaşamaktadır.

İzci naziktir;
Bu,  izci kibardır demenin başka yoludur.  Her gün nazik olup olmadığını gösterebileceğin pek çok fırsat bulabilirsin. Her şeyden önce evinde nazik Kibarlığıyla tanınan bazı insanlar nedense evlerinde bunu unutmuş görünür.  Sen onlardan olma.  "Lütfen"  ve  "teşekkür ederim"  cümleleri kolayca söylenebilir,  basit yardımlar kolaylıkla yapılabilir.  Gerek anne ve babanın gerekse ailenin diğer üyelerinin senin için yaptıklarını ne kadar takdir ettiğini, onlara böyle davranışlarla hissettirebilirsin.
Görgü kurallarına dikkat edilmesi kişileri daima mutlu eder.  Bir bayana kapı açmak, otobüse binerken yer vermek,  odaya bir misafir girdiğinde ayağa kalkmak,  bayanlara masaya otururken sandalyesini çekerek yardım etmek, izci liderlerini selamlamak,  asansörde rastladığın bir komşuna  "iyi günler" demek senin nazik bir insan olduğunu gösterir. Gençken nazik olmaya çalışmak, seni ilerde mükemmel bir insan yapacaktır.

 İzci bitki ve hayvanları sever ve korur;
Bir köpeğin varsa ya da başka bir evcil hayvana sahipsen,  ona karşı müşfik olmalısın.  Onu çok sever ve korursan her zaman senin yanında olur.  Hayvanın,  yemeğe,  suya,  dışkılamaya ne zaman ihtiyaç duyacağını önceden anlamalısın. Bu ona göstereceğin özel dikkatle olur.
Bir izci olarak yaşamında pek çok vahşi hayvanı tanıyacaksın.  Bir akşamüstü dolaşırken bir geyiğe rastlayabilirsin.  Kamptayken,  bir sabah çadırlarınızın yakınında bir sincap görebilir ya da başını çadırın kapısından çıkardığında kuşların cıvıltısını duyar, onların dallar arasında uçuşunu seyredebilirsin. Açık havaya ne kadar çok çıkarsan o kadar çok birbirinden değişik hayvanın etrafta yaşadığını fark edersin. Böylece vahşi yaşamı daha iyi tanır, onları korumak için daha fazla istek duyarsın.

 İzci büyüklerinin sözünü dinler, küçüklerini sever ve korur;
Seni büyüten, seni şefkatle seven, seni olumsuzluklardan koruyan anneni, babanı ve aile büyüklerini seviyorsun. Yalnız ailedeki büyükleri değil. Senden yaşça ve deneyimce daha ilerde olan diğer insanları da aynı şekilde saymalı ve bu saygını davranışlarınla göstermelisin. Büyüklerinin sana gösterdiği sevgiyi iyi bir insan, iyi bir izci olarak sen de küçüklerine göstermeli, onları sevmeli ve korumalısın.

İZCİLİKTE AMAÇLAR

İZCİLİK ÇALIŞMALARININ ÇOCUK VE

GENCE KAZANDIRDIKLARI NELERDİR?



İzcilik bir gurup çalışmasıdır.

Çocuk en zor koşullarda dahi yaşamını sürdürür.

Kendisine ve içinde yaşadığı topluma yararlı alışkanlıklar kazanmayı öğrenir.

Kişiliğinin gelişmesini sağlar.

Yeteneklerinin ortaya çıkmasını sağlar.



İZCİLİĞİN AMACI

İZCİLİK : Gönüllü, uluslararası, üniformalı ve informal eğitim veren gençlik kuruluşudur. Gençlere bir yaşam görüşü kazandırır. Bunu yapabilmek için üç amaç belirlenmiştir:

Sağlam bir kişilik eğitimi vermek, çocuğa veya gence bağımsız düşünebilme, bireysellik kazanma, ahlaklı bir yaşam sürme konusunda bir eğitim verir. Bu sağlıklı kişilik eğitiminin içinde toplumsal çevrenin ve fiziksel çevrenin istekleriyle uyumlu ama bağımsız yaşama özelliği, yaşamın güzelliklerinden zevk alma bunları sağlıklı bir şekilde algılayabilme ve beğenebilme. İnsanoğluna derin bir sempati duyma, kendini diğer insanlara yakın hissetme. Kaba, başkalarını küçük düşürücü hoş olmayan espiriler ve şakalar yerine ince, gülerken düşündürebilen, yaratılıp, yarattığından zevk alabilen bir kişilik gelişimi sağlar.

Yurttaşlık - vatandaşlık eğitimi; bunu genel olarak gencin kendi dışındakilerle ilişkisi olarak ele alabiliriz. Genç içinde yaşadığı toplum ve toplumsal yapıyı öğrenmek, onun istekleriyle uyumlu, ama bağımsız olmak ister. Yani kendini, yaşamak ister. Bu nedenle sınıf, dil, din, ırk, renk, eğitim vb. inançlarda farklılık görmeksizin insanlarla dost olabilmelidir. Diğer insanların özelliklerine ve düşüncelerine saygı duymak ve onları kabul edebilmek özelliklerini sağlar.

Sağlıklı bir beden eğitimi vermektir. Sağlıklı fiziksel ve psikolojik bir uyumu geliştirmeyi hedefler. Sağlıklı düşünebilen sorunları görüp, pratik çözüm getirebilme, kendine ve başkalarına saygılı olma, gerektiğinde kendini kontrol edebilme ve cesaretli olmaktır. Bunların hepsinin bir uyum içinde olmasını içermektedir. Bu amaçlara ulaşabilmek için pek çok metod bulunabilse de izcilerin kendilerine özgü metodları vardır. Zaten izcilik çalışmasını da diğer çalışmalardan ayıran en önemli nokta metodlar konusunda yatmaktadır. İzciliğin metodlarından başka metodlar kullanmak bizi daha farklı noktalara çıkaracaktır.

İZCİLİK NEDİR?

İZCİLİK NEDİR?

Milliyet, örf, din, dil ayrımı gözetmeksizin herkese açık, politik olmayan eğitimsel üniformalı bir gençlik çalışmasıdır.

İzcilik, gönüllü, uluslararası, üniformalı, çeşitli yaş gruplarındaki gençlerin zihinsel, fiziksel, ruhsal, sosyal, duygusal ve karakter gelişimine katkıda bulunan bir gençlik faaliyetidir.

Okul ile aile eğitimleri arasında kalan boşlukları doldurur.

İzcilik, çocuk ve gençleri mevcut özellikleri ile bir bütün olarak ele alan, ruh ve beden sağlıklarını geliştiren, onların boş zamanlarını bir program çerçevesinde değerlendirilmesini sağlayan bir eğitim aracıdır. Bu özellikleri ile izcilik, öğretim olmaktan çok uygulamalı bilgi ve beceri kazandıran eğitim karakterinde bir faaliyetidir. Bu nedenle de izcilik tüm dünyada okul dışı bir faaliyet olarak değerlendirilmiş ve okul dışı izcilik organizasyonları kurulmuştur. Çocuk ve gencin karakterini geliştirmek suretiyle eğitimin oluşturduğu boşluğu doldurur.

İzcilik, çocuk ve gencin grup içinde ve bizzat tabiatın kucağında eğitilmesiyle karakter, beceri, sağlık, mukavemet, cesaret vs. konularda daha iyi ve daha çabuk eğitilebilecekleri fikrinden doğmuştur.

Kişinin eğitimi, bedenen ve fikren olduğu kadar ahlaken de büyük önem taşır. Bu nedenle de izcilik ahlak eğitiminde aktif bir metod olarak kabul edilir. İzcilik iyi yurttaş yetiştirmeyi amaçladığından Milli, iyi insan yetiştirmeyi amaçladığından ise evrensel bir olaydır.
 KISACA İZCİLİK: Çocuk ve genci tam anlamıyla topluma yararlı, insanları seven, onlara yardım eden, doğayı ve çevreyi koruyan, vatanına yararlı, iyi bir insan olma sanatıdır.
İZCİLİĞİN TANIMI
İzcilik, gönüllü, uluslararası, üniformalı bir gençlik faaliyetidir. Çeşitli yaş gruplarındaki çocukların ve gençlerin zihinsel, bedensel, sosyal, ve ruhsal gelişmelerine katkıda bulunan, yapıcı, yaratıcı yeteneklerinin geliştirilmesi için gerekli çabaları içeren, onları ülke kalkınmasının temeli olan bilgi ve becerilerle donatmayı hedef alan, demokratik kişilik özelliklerinin ortaya çıkmasını sağlayan, ulusal ve uluslararası tüm gençliği bünyesinde toplayan bir eğitim aracıdır. Bu özellikleri ile izcilik, öğretim olmaktan çok uygulamalı bilgi ve beceri kazandıran eğitim karakterinde bir faaliyettir.
İzcilik 7 ve daha yukarı yaşlardaki çocuk ve genç insanlara karakter gelişimi, yurttaşlık eğitimi, kişisel sağlamlık veren, bilgi, beceri ve davranış açısından onları besleyen bir gençlik faaliyetidir. Kişinin eğitimi, bedenen ve fikren olduğu kadar ahlaken de büyük önem taşır. Bu nedenle de izcilik ahlak eğitiminin aktif bir metodu olarak kabul edilir. İzcilik, çocuk ve gencin grup içinde ve bizzat tabiatın kucağında eğitilmesiyle karakter, beceri, sağlık, mukavemet, secaret gibi konularda daha iyi ve daha çabuk eğitilebilecekleri fikrinden doğmuştur.
İzcilik iyi yurttaş yetiştirmeyi amaçladığından milli, iyi insan yetiştirmeyi amaçladığından ise evrensel bir olaydır. İzcilik, milliyet, ırk, din ve dil ayrımı olmaksızın herkese açık, gönüllü, politik olmayan eğitimsel bir gençlik hareketidir.
Bu hareketin önemini şöyle sıralamak mümkün:
1- Dünyanın En Büyük Organizasyonlarından Biridir:
Bugün Dünya'da 137 teşkilatta 20 milyona yakın izci vardır. Günden güne genişlemekte olan bu organizasyon üyeleri arasında sağlam bir dayanışma vardır. Bu dayanışmanın temelinde, başlangıcından bu yana değişmemiş olan izciliğin temel prensipleri yatmaktadır. Bu temel prensipler, sağlam bir kumaşın lifleri gibi izciliği sürekli ayakta ve canlı tutmaktadır.
2- Milli ve Milletlerarası Bir Harekettir
İzcilik hem milli hem de milletlerarası bir harekettir. İzciliğin temel prensiplerine bağlı kalmak şartıyla her ülke kendi şartları ve kültürleri doğrultusunda, izcilik faaliyetleri yapmaktadırlar.
3- Politik Olmayan Bir Harekettir
İzcilik, politika ile uğraşmaz, yani politik parti sistemlerinde olduğu gibi politikanın esasını teşkil eden iktidar için uğraşan bir organizasyon değildir. Politikadan uzak olma hususu, tüm milli teşkilatlardan özellikle istenir ve beklenir. Anka bu durum, izcilerin yaşadıkları ülkenin politik realitelerinden tamamen uzak olduğu anlamına gelmez. Her şeyden önce izcilik, iyi vatandaş yetiştirmeyi amaçlayan bir harekettir. Bu yurttaşlık eğitimi ise o ülkenin politik realiteleri hakkında bilgi sahibi olmadan yapılamaz. İzcilik organizasyonları bu durumun bilincindedir.
4- Irk ve Din Ayrımı Gözetmez
İzcilik, herkese açık bir harekettir. Her izci mutlaka bir dinin mensubudur. Hiçbir izci, şu ya da bu din konusunda zorlanmaz. İzcilik için önemli olan bir dinin mensubu olmaktır. Her renk ve ırktan, her dinden izciler, bu teşkilatın çatısı altındadır.
5- Gençlik Hareketidir
İzcilik bir gençlik hareketidir. Daha doğrusu çocuk ve gençlere hitap eder. İzcilik hareketi içine girmiş herkes bu ruhu aldıktan sonra ölünceye kadar onu yaşatır. Ülkemizde izcilik faaliyetleri üç kademede yapılmaktadır:
  •  8-11 yaş grubu için küçük izci (Eski adı Yavrukurt),
  • 12-15 yaş grubu için izci,
  • 16-20 yaş grubu için ergin izci çalışmaları diğer ülkelerde de benzer uygulamalar yapılmaktadır.
  • 20 yaşından sonra izci lideri olarak hizmet vermek mümkündür. Lider olarak görev almayanlar ise yukarıda değinildiği gibi izcilik ruhunu hayat boyu devam ettirirler.
6- Gönüllü Bir Harekettir
İzciler gönüllüdür. Dünya'nın hiçbir yerinde kimse izciliğe katılması için zorlanmaz. Gönüllü bir faaliyet olmasına rağmen bu kadar büyük bir kitle neden izciliğe büyük bir heyecanla katılmamaktadır? Gönüllüler, herhangi bir organizasyona ancak kendilerini cezbeden birşey olduğu takdirde rağbet ederler. Liderler de gönüllüdür. Deneyimlerini ve bilgilerini gençlerin hizmetine sunmaktan son derece mutlu olmaktadırlar. Onlar izcilere emretmek yerine rehberlik yapmayı, onları dinlemeyi tercih eder, böylece onların gerçek dünyası ile buluşmayı arzu ederler.
7- İyi Bir Eğitim Aracıdır
İzciler, oluşturdukları küçük gruplar içinde (oba), liderlerinin rehberliğinde, kendilerinin de katkıları ile hazırlanan, gelişmelere uygun programlar doğrultusunda, genellikle açık hava faaliyetleri ile bilhassa izcilik temel prensipleri doğrultusunda faaliyete katılırlar. İzciler bu faaliyetlerle iyi bir kişilik, sağlıklı bir bünye, bilgi ve beceri kazanırlar. Yetenekleri gelişir, davranışları gelişir ve değişir, bilgi ve beceri kazanır. Bu eğitimi oyun ve eğlence esprisi içerisinde kazanırlar. İzciler amaca bizzat yaparak, yaşayarak ulaşırlar.
İzcilik Öğrenilmez Yaşanır
Yukarıda da açıklandığı gibi izciler, kendilerini yetiştirmek için yapılacak aktiviteleri büyük oranda kendileri organize ederler. Liderler sadece onlara rehberlik ederler. Kısacası izciler, hem planlayıcı hem de uygulayıcıdırlar. Sistemin yapısı gereği onlar, bu işi büyük bir zevkle yapmaktadırlar. Böyle olmasa herhalde bugün pek çok ülkede milyonlarca izcinin aynı amaç etrafında toplanması mümkün olmazdı.

İZCİ DÜĞÜMLERİ

İZCİ DÜĞÜMLERİ VE BAĞLARI
Her izci düğüm atmasını bilmelidir. Düğüm atma kolay gibi gelir, fakat onun da doğru ve yanlış yapılış şekilleri vardır. İzciler doğru düğüm atmasını öğrenmelidirler. Çünkü, sırasında doğru atılan bir düğüm can kurtarır. Bir düğüm ne kadar çekilirse çekilsin çözülmez. Fakat siz kendiniz isterseniz onu kolayca çözebilirsiniz. Yanlış atılmış bir düğüm ya kuvvetlice bir asılışa dayanamayıp çözülür, ya da kör düğüm olup açılmak bilmez. Bir izci ip, çiviye nazaran çok daha pratik ve emniyetlidir.
Düğüm ve bağlar izcilikte çok kullanılan el becerileri arasında yer alır. Uygulamalarda, kamplarda, oyunlarda ve tesis yapımlarında bu düğümlerden ve bağlardan yararlanılır. Bu düğümlerin özellikleri şunlardır:
1- Kolay ve pratik bağlanır ve çözülür.
2- Emniyetlidir.
3- Kendiliğinden değil, istenildiğinde çözülür.
4- Zamandan tasarruf sağlar.
Düğüm öğrenirken veya öğretirken dikkat edilecek ilk nokta ipin düğüm atmaya elverişli olmasıdır. Bunun yanı sıra öğreten kimsenin düğümleri iyi bilmesi gerekir. Yine düğüm öğretirken öğretici öğrenenin yanında durmalı ve düğümü o şekilde göstermelidir. İyice öğrenilen düğümler bir çok kez üst üste yapılmalı, her sefer bir öncekinden daha çabuk yapılmaya çalışılmalıdır. İyice öğrendikten sonra gözler bağlanarak uygulama yapmakta yarar vardır. Çünkü kamp geceleri oldukça karanlık olur. İzci düğümlerini bilmeyen izcilere iyi bir izci gözü ile bakılmaz, iyi bir izci her zaman izciliğin gerektirdiği konuları bilmelidir. Üstelik düğüm konusu izciliğin önemli konularından biridir. Düğüm çalışmalarının daha ilginç bir duruma gelmesi için bu konuda yarışmalar düzenlemekte yarar vardır.
Düğümler ve Bağlar
Bugüne kadar evinde çeşitli ihtiyaçlarını gidermek için değişik düğümler kullandın. Bir paket yapmak, çamaşır ipi germek bazı düğümleri bilmeni gerektirir. İzcilik çalışmalarındaki ihtiyaçların için birkaç tane daha öğreneceksin. Kampa çıktığında çadırını kurar, tesis yaparken düğümleri kullanacaksın. Kılavuzluk, dağcılık, kayakçılık gibi uzmanlıklarda da bazı özel düğümler öğreneceksin. Öğreneceğin tahlisiye bağı belki de bir gün bir hayatı kurtarmanda sana yardımcı olacaktır.
İzci düğümleri kolay yapılan, kendiliğinden çözülmeyen fakat arzu edildiğinde kolayca çözülebilen düğümlerdir.
Özelliğine uygun durumlarda kullanılırlar. İzciler çoğu işlerini, özellikle izci tesislerini sargıları, ipler yardımıyla düğümleri kullanarak yaparlar.
İzcilerin, bulundukları aşama itibariyle belli düğümleri bilmeleri gerekir. Pek çok izci düğümü vardır. Bunların tamamını tüm izcilerin bilmesi oldukça zordur. Ancak izci düğümlerine karşı özel merakı olanlar bu düğümleri zaman içinde öğrenirler. Çok kullanılan bazı düğümleri ise her izcinin bilmesi gerekir. Örneğin; camadan, sancak, kazık vb. düğümler öğretilirken öğreten ile öğrenenin ayrı yönde durmaları, öğrenmeyi kolaylaştıracaktır.
Doğru Kullanım İçin Doğru Düğüm
Düğüm atmanın sırrı, doğru düğüm kullanmak ve onu mükemmel bağlamaktır. İş görmesini istediğin sürece açılmayıp istediğin zaman kolayca çözebileceğin düğüm doğru düğümdür.
Yanlış düğüm ise uygunsuz bir anda çözülebilen ya da sıkışıp daha sonra açmak istediğinde çözülmeyen düğümdür. Şekilleri dikkatlice izleyerek izci düğümlerini öğrenebilir, birlikte eğlenebilirsiniz.
Başlangıç için kalın bir ip veya halat kullanın. 2 m. uzunluğunda 1 cm. kalınlığında bir halatla elinizde önünüzde veya kendi bedeniniz etrafından düğüm çalışmaları yapın. Genellikle bir düğümü gerçekten öğrenip öğrenmediğinizi anlamanın yolu, onu karanlıkta atmaya çalışmaktır. Düğümü her zaman iyi bir ışıkta atma şansına sahip olamayabilirsiniz.
GEMİCİ BAĞLARI
Gemicilikte kullanma yeri fazla olan halatların kullanıldıkları maksada uygun olarak, kuvvetlerinden kayıp etmeyecek ve iş bittikten sonra kolayca çözülecek şekilde yapılan işleme Bağ denir.
Gemicilikte, 50 ye yakın değişik tip bağ mevcuttur. Bunların bu günkü işlemlerde en çok kullanılanları inceleyeceğiz.
Bir halatı bağ yapmadan evvel incelersek halatın uç kısımlarına Çıma iki çıma arasında kalan kısmına Beden ismi verilir.
Doblin: Şekilde görüldüğü üzere bir halat bedenin sarkık olan kısmına denir.
Kroz: Halat bedeninin veya çımalarının birbiri üzerine aykırı olarak konulmasıdır.
Piyanlı Kroz: Küçük yelkenli teknelerin çarmıh başlarına yapılan bu bağ, aynı kroz gibi olup krozun sabit durması ve açılmaması için üzerine ince gırcala ile piyan yapılır.

Volta: Halat çımasını, diğer bir halat bedeni üzerine veya bir babaya veyahut bir kolonaya bir kere sarıp bedeni cihetine alınmasıdır.
Meze Volta: Bir halatın çımasını bir seren veya kendi bedeni üzerinde bir kroz kırdıktan sonra şekilde olduğu gibi çıma ile bedenin mukabil taraflara alınmasıyla yapılır.
Kropi: Halat çıması, bedeni üzerinden bir kroz alınarak yine aynı bedenin altından alınıp evvelki krozun üstünden ve içinden geçirilmesi ile olur.
Dülger Bağı: Bir halatın çımasını veya filika parimasını kolonaya, serene veyahut filika kızaklarına bağlamak için kullanılan bağdır. Bu bağın bağlanıp çözülmesi çabuk ve kolay olduğundan gemicilikte en fazla kullanılan baplardan biridir.
Voltalı Dülger Bağı: Dülger bağından daha kuvvetli olmak için yapılan bu bağ dülger bağının bir volta fazlasıdır. Büyük işkampavyaları kızakla karaya çekerken dülger bağının daha kuvvetli olarak bağlanması icap ettiğinden kızak pariması kızağa bu bağ ile bağlanır.
Meze Voltalı Dülger Bağı: Denizde her hangi bir sereni çekmek veya sürüklemek için şekilde görüldüğü veçhile seren üzerine yapılan bir dülger bağı ile bir meze voltadan ibaret bağdır. Gerek dülger bağının gerekse voltalı ve meze voltalı dülger bağlarının nasıl yapılacakları şekilde kafi derecede açık olarak gösterilmiştir.
Düğüm: Halat çıması, bedeni üzerinde bir kroz kırıldıktan sonra şekilde görüldüğü üzere çıma krozun içerisinden geçirilerek hasıl olur.
Kazık Bağı:İki meze voltanın bir araya gelme şeklidir. İpin ucu direk, kazık, dal veya başka bir ipin arkasından dolandırılarak büyük kısmın altından geçirilir ve bir çapraz teşkil edilir. Çapraz teşkil edilen noktada alttan gelen ip tutulur uç aynı istikameti bir defa daha dolandırılır ve kendi altından geçirilerek çapraz yapılır. (Bu bağ bir ipi direğe, kazığa,ağaca bağlamak için kullanılır, çabuk çözülmez ve kaymaz.) Kazık bağı elde yapılarak kazığa geçirilerek yapılır.
Filika parimasını sahilde her hangi bir mahalle bağlamak veya bir halat çımasını puntel ve vardavela gibi iki tarafı kapalı demirlere raptetmek için kullanılır.
Çifte Kazık bağı veya Matafiyon Bağı: Kazık bağının iki veya daha ziyade voltasıdır. Kazık bağı gibi bağlanır, fakat sonuncu voltadan evvel bir başka volta daha yapılır. (Katiyen kaymaz, emniyetli bir bağdır, ince bir ipi kalın bir ipe bağlamak, bir ipi ağaca, direğe, dala bağlamak için kullanılır.Bu bağ yelkenleri matafiyonlarından serenlere, çarmıh iskalaryalarını çarmıhlara ve tenteleri de yine matafiyonlarından vardavelaya bağlamak için kullanılır. (matafiyon; tente ve yelkenlere açılan deliklerdir. Bu deliklerin içlerine konulan pirinç veya galvanizli demir halkalara da radansa denilir.)
Çifte Düğüm Bağı: İki halat çımalarını birbirine eklemekte kullanılır. Bir halatın çıması üzeine bir düğüm bağı yapınız. Diğer halatın çımasını bu bağın içinden geçirerek birinci halatın bedeni üzerinde olmak suretiyle ikinci bir düğüm bağı yapınız. Her iki halatın çımalarını suga ederek ve iki halatın bedenini çekmek suretiyle düğümleri birbiri yanına getiriniz.
Anele Bağı: Bir halatın çımasını demirin anelesine veya gemilerin, bağlamak üzere şamandıraya verecekleri yomaların çımalarını şamandıra anelesine bağlamak için yapılan bağdır.

Balıkçı Bağı: Anele bağının başka bir nevi olup görüldüğü gibi halatın bağlanacağı seren kolona baba veya anele üzerinden iki tam volta alınarak halatın çıması yani C ucu aynı dülger bağında olduğu gibi iki voltanın altından geçirilerek yapılır. C ucunun alacağı vaziyet noktalarla gösterilmiştir.
Kolona Bağı: Palamarları sahilde bulunan kolonlara bağlamak için yapılan bağdır.

Kandilisa Bağı: serenleri makara veya bastikalara diğer bağlardan daha yakın bulundurmak için yapılan bağdır. Yelkenli filikaların yelken serenleri kandilisa halatına (mezkür sereni yukarıya ve aşağıya kaldırıp indiren halata) bu bağ ile bağlanır.
Çifte Kandilisa Bağı: Bazı yatların gabya yelkenleri kandilisa halatlarına yapılan bu bağ, kandilisa bağının üç voltası olup üçüncü voltanın halat çıması, kendi bedeni etrafından dolaşıp üç voltanın altından geçirilerek ikinci ve üçüncü voltanın üstünden ve birinci voltanın altından olmak üzere çıkarılarak yapılan bağdır.

Margarita Bağı: Tekrar uzatılması icap eden bir halatı muvakkaten kısaltmak veya bedeni üzerinden kol atmış veya sair başka bir sebeple bedeninden zedelenmiş her hangi bir halatın o noktasından muvakkaten basıncı almak için kullanılan bir bağdır.

Sancak veya Iskota Bağı: Sancak savlolarını yekdiğerine bağlamakta, bir halatın çımasını makara bülbülüne raptetmekte ve flok yelkeninin gargari halatını (Gargari halatı, Flok yelkenini aşağıya çeken halattır. Makara bülbülü, makaranın altında bulunan halt çımasının bağlanmasına mahsustur.) floğun çörek yakasına bağlamakta kullanılan bağdır.
Çifte Sancak Bağı: Sancak bağının iki voltası olup yağmurlu ve fırtınalı havalarda sancak savlolarını yekdiğerine daha sağlam olarak bağlamak hususunda kullanılır.
Beden veya Kamçı Bağı: İnce bir halatı, kalın bir halatın bedeni üzerine bağlamakta kullanılır. Mesela kamçılı palanganın kamçısını patrisa, çarmıh veya sair her hangi kalın bir halatın bedeni üzerine bağlamak hususunda kullanılır.

İzbarço Bağı: Gemilerin sahile verilen yomaları sahilde bir babaya takmak için halatın çımasına yapılan geçici bir kasadır. Gabya çubuğu ile patrisalarda çalışacak personeli bu gibi yüksek mahallere çıkarmak ve indirmek için de bu bağ kullanılır.
Leş veya Sugalı İzbarço Bağı: Suyun üstünde veya dibinde görülüp de yetişilemeyen veya el ile dokunulması istenilmeyen her hangi bir cismi tutmak için kullanlan ve kement gibi çekildikçe sıkışan bir bağdır.
Doblin İzbarço Bağı: Bir halatın çımaları başka işlerde kullanılıp yalnız doblinine yapılan izbarço bağı olup direk ve çubuk gibi yüksek mahallere çıkmak için kullanılan bu bağ şekilde görüldüğü üzere iki kasadan ibarettir. Kasalardan biri koltuk altına diğeri de kalçalar altına alınır.
Çifte İzbarço Bağı: Personeli bir direğe veya bacaya veyahut Istralyaya çıkarmak için kullanılan bir bağdır. Görevli er bu bağın bir doblinine oturur, diğeri doblin koltuk altlarından geçer. Halatın diğer çıması erin çıkacağı donatılan bir bastikadan geçirilerek istenilen yere kolayca çıkarılır.
Camadan Bağı: Yelkenlerin camadana vurulması yani (yelken satıhlarının küçültülmesi) için camadan(kalçalarını) kamçılarını birbirine bağlamakta kullanılır.
Yoma Bağı: Aynı burgatada olmayan halatları yekdiğerine bağlamak için kullanılır.
Meza Voltalı Yoma Bağı: Gemilerin sahile veya şamandıralara bağlamak üzere kurt ağızlarından ve loçalardan verecekleri halatları yekdiğerine eklemekte kullanılır.

İzbarçolu Yoma Bağı: Kurt ağızları ve loçalardan geçmeyecek iki halatı yek diğerine bağlamak hususunda kullanılır.
Kanca Krozu Bağı: Çıması kısa kalmış bir halatı palanganın hareketli makara kancasına bağlamak için kanca üzerine yapılan bir krozdan ibarettir.
Burmalı Kanca Bağı: Her hangi bir halatı bedeninden palanganın kancasına bağlamak için yapılan bağdır.
Çifte Kanca Bağı: Palanganın kancasına emniyet edilemediği zamanlarda halat çıması palanganın makara bülbülüne bu bağ ile bağlanır.
Bindirme Kanca Bağı: Kanca ağzının açılmasına mani olmak için yapılan bağdır.
Tahta Bağı: Bacayı ve bordayı raspa etmek veya boyamak için baca yahut bordaya iskele kurmak üzere asılan tahtaların uçlarına yapılan bağdır.
Buranda Bağı: İstif olunacak yelkenleri ve buna benzer eşyayı bağlamak için yapılan meze voltalardan ibaret bağdır. Harp gemilerinde erat burandaları da bu bağ ile bağlanır.
Küp Bağı: Küp gibi kaidesi küçük karnı geniş cisimlerin dikey kaldırılması için küpün üzerine yapılan bağdır.
Olta Bağı: Çözülmesine lüzum görülmeyen eskimiş halatları eklemekte kullanılan bağdır. Balıkçı oltalarındaki kıllarda yekdiğerine bu bağ ile bağlanır.
Barbarişka: Irgat veya bir vinçle iyice boşu alınmış bir yomayı muvakkaten tutarak kaçırılmadan babalara volta etmek için yomanın bedenine şekilde görüldüğü üzere bir meze volta alınıp bükümü cihetine sarılan ince bir halattan ibaret bosaya barbarişka tutmak denir.
İspanyol Çıngınası: Gergin bulunan iki halatı bedenlerinden birbirine yaklaştırmak için üzerine sarılan ince bir halatın iki ucuna kavela takıp kavuşturulacak halatları birbirine kavuşturmak usulüne İspanyol çıngınası denilir.

Kavela Bağı: İspanyol çıngınası ve bilhassa piyan yapılırken halatın çımalarını iyice sıkmak için kavelanın ucuna yapılan bağdır.
Marsepet veya Filador Bağı: İki kasayı yekdiğerine veya yelkenli filika çarmıhlarını landa demirine raptetmek için kullanılan bağdır.

Piyan Bağı: İki ayağı aynı derecede zor gören çarmıh veya patrisa kasalarını teşkil etmek veya makara sapanlarını bağlamak için ince halatlarla, tel ve kalın halatlar üzerine yapılan bağdır.

Kroz Piyanı: Şekilde görüldüğü gibi kroz teşkil eden arma kasalarına krozun açılmaması için yapılan bağdır.
Çıma Piyanı: Halat çımalarının açılıp bozulmaması için çıma üzerine yine ince halatlarla yapılan bağdır.
İstırangilo: Kasalara yapılan piyan bağlarının sıkıştırılması için üzerine aykırı olarak sarılan diğer piyan bağıdır.

Mürsile veya Ala Portekiz Piyan Bağı:
Gergin bulunan iki halatın bedenlerine yapılan piyan bağıdır.
Yukarıda yazılı piyan bağlarından başka adi piyan bağı denilen piyan bağları da büyük ve küçük yelkenli gemilerin arma kasalarında kullanılmaktadır.

İzbarço Tahtası: Direk ve bacalarda boya ve raspa işiyle meşgul bulunan tayfaya boya patlakları ile fırça ve raspa çekiçlerini çıkarmak için kullanılan tahtadır.

Fıçı İzbarçosu veva İzbirosu: Bir fıçıyı ağzı açık olduğu halde dikey kaldırmak için şekilde görüldüğü üzere fıçının alt başından vurulan izbirodur.

Kasalı İzbiro: Bir fıçıyı ağzı kapalı olduğu halde tıpa deliği üstte olmak üzere yatay vaziyette kaldırmak için şekilde görüldüğü gibi mezkur fıçının bedeninden ve şişkin vurulan izbirodur.
Denk İzbirosu: Şekilde gösterilen denk ve buna benzer eşyayı gemiye almak ve gemiden çıkarmak için kullanılan doblin izbirodur.
Çırçıl: Bir fıçıyı ufki kaldırmak için iki başlarına takılan iki adet enli kancalı bir zincirdir.
Arap Bocisi: Rıhtıma rampa etmiş bir geminin rıhtıma yakın bir lumbarından fıçı, bidon ve sair yuvarlak eşyayı rıhtıma çıkarmak veya rıhtımdan almak için kullanılır.
Lumbardan rıhtıma şekilde görüldüğü üzere birbirine yakın olarak iki adet sağlam ve kalın kalas konulur. Kalasların üzerine uçları gemiye merbut iki halat yatırılır. Fıçının altından bir doblin alınarak şekilde görüldüğü gibi tutulur. Hareketli çımaların yani eld bulunan halatların yavaş yavaş laçkasıyla fıçı veya sair madde meniyet ve kolaylıkla rıhtıma çıkarılmış olur.
Bundan başka gemiye alınacak ağır kalas ve saire eşyanın mavna içinde veya gemi ambarında istif esnasında kolaylıkla kavanca edilmesi hususunda da kullanılır. Bu gibi ahvalde iki halatın her iki çıması mapalara veya direk gibi sağlam yerlere tespit edilir. Halatın bedeni kavanca edilmesi lazım gelen maddenin altından dolaştırılarak dikmenin veya vinç bumbasının kancasına rapdedilir. Vincin hareketi ile beden üzerindeki eşya mapalara bağladığımız halatın çımaları tarafına doğru ağır ağır kavanca edilir.
Çifte Düğüm:Bir ipin ucu kendi üzerine çaprazlanmak ve sonra arkasından dolaştırılarak hasıl olan delikten iki üç defa Geçirilmek suretiyle yapılır. (Şekil: 1)
İlmek
Bir ipin ucu kendi üzerine çaprazlanmak ve sonra büyük kısmın bunun üzerine bükülerek hasıl olan geçirilmek suretiyle yapılır. Daha çok merdiven yapmakta kullanılır. (Şekil: 2)
Direkleri X Şeklinde Bağlamak
Direkler x şeklinde konur, ipin ucu üstteki direğe voltalı dülger bağı ile bağlanır. (Şekil: 92-1) sonra Her iki direğin arkasından dolandırılarak 7-8 defa sarılır. (Şekil: 92-2) İki defa direk arasından geçirilerek alttaki direğin arkasından bir defa dolaştırılır (Şekil: 92-3) ve daima iki direk arasından geçmek üzere birkaç defa sarılır. Nihayet alttaki direğin üst ucuna kazık bağı ile bağlanır. (Şekil: 92-4) 
İki Direği Yan Yana Bağlamak
Direkler yan yana konur. Bunlardan birinin üzerine kazık bağı atılır, ip diğerinin altından dolaştırılarak çaprazlanır, sonra bağlanmış olan direğin etrafında dolaştırılır, tekrar çapraz getirilir, bu suretle 8 çizer gibi 8-10 defa dolaştırılır, sonra iki direğin arasından iplerin üzerinden sıkıca sarılarak diğer direğe kazık bağı atılarak bağlanır. (Şekil: 4)
Direkleri Uç Uca Bağlamak
İki direği uç uca eklemek için üzerine yatırılarak çift bükülür ve iki direğin birleştiği yüzlerin kenarına konur. (B) ucu ile direklerin ve kendi evvela direklerin bu kısımları yontularak düzleştirilir, ipin (A) ucu kendi üzerinden sarılır, en sonunda bu (B) ucu bükülü ucun (G) gözüne geçirilir ve (A) ucundan çekilir. İp bir miktar içeriye girdikten sonra her iki taraftaki uçlar kesilir.
Ağız Bağı : Kancaların ağızlarına yapılan bağlardır. Yapılışı (Şekil: 7) de gösterilmiştir. (Kancalara takılı ip veya halatların çıkmasına engel olmak için kullanılır.)
Branda Bağı : Birbiri arkasına yapılan meze voltalardan meydana gelir. (Şekil: 8) (İki direği birbirine bağlamak, denk veya paket yapmak, süpürge saplarını bağlamakta kullanılır.)
Halka Bağı : İpin ucu halkadan geçirildikten sonra, büyük kısmı üzerine kazık bağı yapılarak meydana gelir. (Şekil 10) (Çıpaları bağlamak ve halkalara yapılacak bağların çözülmemesi için yapılır. (Şekil 11) de görülen bağa ıskarmoz bağ da denir. Kürekleri ıskarmozlara geçirmek için kullanılır.)
Camadan:Kalınlıkları aynı olan iki ipin eklenmesinde kullanılır. Yassı olduğundan yarayı acıtmaz, bu nedenle de yara sargılarında kullanılır.
Sancak:Bir adı da "tahlisiye" düğümüdür. Kalın bir iple ince bir ipi eklemekte kullanılır. Bundan başka bayrak çekerken, bir ipi küçük bir halkaya bağlamakta, bu düğümle büyükçe bir halka yapıldığında bir kimseyi herhangi bir yere sarkıtmakta veya çekmekte kullanılır.
Çifte Sancak Bağı: Sancak bağının daha güvenilir şekli. Özellikle sentetik ve kaygan halatlar kullanılıyorsa oldukça kaymayan yararlı bir bağdır.
Kısaltma ve Zincirleme Kısaltma:İpin ortasındaki bir çürüğü yok etmekte veya ipin fazla kısmının kısaltılarak kullanılma kolaylığı sağlanmasında kullanılır.
CEVİZLER VE KULANILIŞ YERLERİ
Gemicilikte cevizler bir halatın çımasına veya bedenine özel surette yapılan bir bağdır. Cevizler halatın çımasının bir delikten veya makara kanalından geçişini önlemek için veya bir halat üzerinde tutunmaya yardımcı olma amacı ile yapılır. Halat kollarının birbirinin altından alınıp meydana getirilirler değişik tipte olanları vardır. E önemlileri; Gerdel Cevizi, Arap Cevizi, Mevlana Cevizi, Marsiper Cevizi’dir.

Gerdel Cevizi: Halat çımasının ayrılan kollarından her kol yanındaki kolun altından alınmak suretiyle meydana getirilir.
Arap Cevizi: Halat çımalarının ayrılan kolarından her kol yanındaki iki kolun altından yukarı alınarak yapılan cevizdir.
Fener: Gemilerin çımalarını kapatmak için yapılan bir işlemdir. Cevizi yaptıktan sonra serbest kalan çımaları biri yanındakinin üstünden aşağı doğru alınır.
Mevlana Cevizi: Bir gerdel cevizinin üzerine fener yapılıp kollar her kanalı takip ederek bir kere daha işletilirse meydana gelen cevize mevlana cevizi denir. Vardamana halatlarında kullanılır.

Marsipet Cevizi:
Bir halat bedeni veya puntel üzerine yapılan ceviz şeklidir. Başlangıç olarak bir kazık bağı yapılır. Bu kazık bağını meydana getiren çımaları birer veya ikişer kere, yürütülürse marsipet cevizi meydana gelir.

Flador Cevizi:
Her kol iki kolun altından ve kendi krozu içinden alınarak yapılan bir ceviz şeklidir. Filadorlarda kullanılır.
Ceviz Bağını Nasıl Yapalım?
İzci fularını süsleyecek ve tutturacak olan ceviz Şekillerde numara sırasıyla yapmamız mümkündür. Pratik kazanmak için çalışınız.

HALAT DİKİŞLERİ

Halatların kullanma şartlarında bazan yanlış bir hareket sonucu bedeninden kopması olağan hallerdendir. Pahalı bir malzeme olan halatı koptu diye tekrar kullanmaktan vazgeçemeyiz. Bu şekilde kesilen halatlar muhtelif usullerle bir birine eklenir ve tekrar yeterli olarak kullanılabilir. Bu ekleme işlemine halat dikişi ismi verilir.
Eklenecek halat eğer bir palanga sisteminde kullanılmayacak ise bu halatı Kolbastı dikişi ile birbirine eklenir.
Kolbastı Dikişi: Halatın kopan kısımları halatın kalınlığına göre 1 veya 2 ft kadar açılır ve açılan çımaları piyan yapılır ve şekil 1’de görüldüğü gibi kolları açılmış iki çıma birbirine karşı gelecek şekilde birleştirilir. Her kol karşı halatın kolları arasından kavalye ile açılıp işletilir. Her iki çımanın kollarını bir kere işletmek bir dikiş yapmak demektir. Genellikle iki buçuk veya üç dikiş bir halatın eklenmesinde yeterlidir. Halatın iki dikişten sonra kolların yarıya indirilerek tekrar yarım kolla dikişe devam etmek yarım dikiş olur ve bu şekilde kollar yarılarak dikişe devam etmekle dikiş veya düzenli bir şekilde gittikçe incelenir ve halat kalınlığına ulaşan bir şişkinlik şeklinde görülür. (Şekil-2)
Kolbastı dikişi ile eklenmiş olan bir halat yine eski sağlamlığına yakın bir güç kazanır. Bu tip ekli ve dikişli halatları fazla emniyet istene işlerde kullanmaktan daima sakınılmalıdır.

Matiz Dikişi (Kanal Yürütme): Palanga donanımlarında kullanmak zrunda kalacağımız veya makaradan işlemesi gerekli bir işte kullanacağımız halatların eklemesinde kullanılan bir dikiş şeklidir. İsminde de anlaşılacağı gibi bir halatın çımasında yeteri uzunlukta 1 metre veya daha fazla bir kol açılır. Bu kolun halat üzerinde bıraktığı kanala eklenecek halatın açılmış bir kolu yürütülür. Ve bu kol sonda yarım ve dörtte bir dikiş halata dikilir. Bu sefer diğer halat çımasında bir kol yine aynı miktar açılır ve bu sefer diğer çımanın kolu bu kanalda yürütülür. Böylece halat bedeninde bir şişkinlik olmadan eklenmiş olur. Her ne kadar kolbastı dikişi kadar güçlü olmaz ise de yine normal çalışmalarda palanga sistemlerinde kolayca kullanılabilir.

Kasa Dikişi: Halat çımalarına daima kasa yapmak için kullanılan bir dikiş sistemidir. Halatın çımasında dikişe yetecek kadar kollar açılır ve kolların halatta kalan kısmın dibinden piyan yapılır. Kasanın büyüklüğü oranında bir mesafe bırakılıp açık kollar halatın bedenine kolbastı dikiş sisteminde olduğu gibi üç klda 2,5 dikiş yapılır. Kasanın daha sağlam olması için dikişe gelen kısmın façuna edilmesine fayda vardır.
Emzirme Kas Dikişi: Bir halatın bedenine kasa yapmak gerektiğinde kasa büyüklüğüne göre ayrı parça bir halat, kasa yapılacak halatın bedenine iki çımasından kasa dikişi ile dikilir. Dikiş yerleri façuna edilecek olursa, daha fazla bir sağlamlık kazanır.

Façuna:
Bir halatın çımasını veya bedenini muhtelif etkilerden korumak için, halatın üzerine sıkı sıkıya bir sıra gırçala sarmak işlemidir. Daha ziyade sabit donanımları korumak amacı ile yapılır.
Bu işlemi yaparkenFaçuna tokmağı denilen bir alet ile Gırcala kullanılır. Halat kalın ise evvela halatın kanalları gırcala ile veya filesa ile doldurulur. Bu kanallar dolduktan sonra bir amerikan ile badarna edilir. Bu suretle halatın façuna edilecek kısmı tam yuvarlak bir şekle sokulur. Bundan sonra façuna tokmağı ile gırcala kullanılarak halatın istenilen bu kısmı façuna edilmiş olur. Şekilde bir halatın kanalı doldurulup badarna edildikten sonra façuna edilişi görülmektedir.
Façuna işlemlerinde rüzgar ve deniz etkisinde olan arma kısımları, Katranlı gırcala ile façuna edilir.
Tel halatların, kasa dikişi yapılan kısımları armalarda, tel ile façuna edilirler.
TESİS YAPIMI
Tesis yapımında kullandığın tüm bağlar sağlam olmalı ve kaymamalı. Bunu sağlamak için tesis projelerini oluştururken üçgenlere yer ver. Yaratıcılığını kullanarak daha değişik tesisler yapabilirsin. Tesis yaparken göz önünde bulundurman gereken şey yapacağın tesisin gerçekten işe yaraması ve kullanılmasıdır. Tesis yaparken ağaçlara zarar vermemen, yaş ağaç ve dalları kesmemen gerektiğini hiçbir zaman unutma.
SEDYE YAPIMI VE YARALI / HASTA TAŞIMA
Zor koşullar altında kış kampçılığı sırasında yaralanan veya hastalanan izcilerin en kısa zamanda güvenli bir yere götürülebilmesi için acilen bir sedye yapılması gerekebilir. Sedye yapımı bir beceriler bileşimidir. İzci düğümlerini iyi bilmek ve uygulamak şarttır. Mevcut sopalar veya kayaklar arasına arayı doldurmak için ara çubuklar bağlanır. Üzerine mut veya başka bir su geçirmez malzeme, onun üzerine de uyku tulumu konur. Hastanın veya yaralının yerleştirilmesi veya ilk müdahalede ilk yardım konusunda öğrenilenler uygulanır.